Anasayfa
CHP oylarını artırdı ama neden başarısız algılandı ?
Hürriyet'ten Deniz Sipahi'nin yazısı
SEÇİM sonuçları üzerine ağırlıklı olarak CHP’yi masaya yatırdık. Kabul edelim ki; yüzde 50’lik başarı AK Parti’deki bazı eksikliklerin konuşulmasını da erteledi, ya da ikinci plana attı.
Başbakan Erdoğan, İzmir sonuçlarına ayrı bir önem verdiğini miting günü de söyledi. Aslında CHP, İzmir’deki oyunu artırmış olmasına; hatta AK Parti’den daha fazla artırmış olmasına rağmen nedense kamuoyu tarafından “başarısız” olarak yorumlandı. Nedeni şu...
- AK Parti 11 ilçede birinci parti çıktı.
- Bornova’da fark oldukça azaldı.
- Karabağlar, Bayraklı gibi kent merkezindeki büyük ilçeleri yerel seçimde garanti gibi gören ama koltuğu CHP’ye kaptıran AK Parti bir sonraki belediye seçimleri için umutlanmış oldu.
- 2007 genel seçimlerindeki fark aynı, hatta CHP iki puan daha üzerine konmasına rağmen yerel seçimdeki hezimet tersine çevrilmiş oldu.
- Özetle psikolojik üstünlük AK Parti’ye geçmiş oldu.
Şöyle düşünüyorum
Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay; artık İzmir milletvekili... Yıldırım ve Günay’ın İzmirli olmasının AK Parti için de büyük faydası var. Neden mi?
- İzmir’de AK Parti’ye oy vermeyenler hep yaşam biçimiyle ilgili kaygılarını dile getirdi. Geçmiş dönem milletvekillerinin bu kaygıyı ve düşünceyi gerçek anlamda ve samimi olarak genel merkeze taşımadıklarını düşünüyorum.
- Kentin beklentilerinin ve isteklerinin de aynı şekilde doğru kanallarla dile getirilmediğine inanıyorum.
- İzmir’in verdiği vergiyle aldığı yatırım oranı arasında büyük tutarsızlık olduğu konusunda genel bir algı hakim; hükümet daha açıklanmadı ama, bu iki ismin bakan olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Yıldırım ve Günay’ın; bu algıyı yapacakları yeni yatırımlarla tersine çevirmeye çalışacaklarını düşünüyorum.
- Başbakanın yıllardır beraber çalıştığı ve bakanlar kurulunun en icracı bakanı olarak bilinen Binali Yıldırım’ın; kentteki fikir önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin görüşlerini ve isteklerini alıp; İzmir’le ilgili yeni bir strateji geliştireceğini düşünüyorum.
- AK Parti’nin bugüne kadar aldığı seçim sonuçlarından dolayı biraz da mesafeli duruşunu bu sefer değiştireceğini; bundan böyle sonuçlar ne olursa olsun İzmir’e yatırımın ve ilginin Türkiye’nin faydasına olacağına dair bir görüşün ağırlık kazandığını düşünüyorum.
Çeşme yeni planına bir kavuşsa
İtalya’nın, İspanya’nın, Fransa’nın yaptığı gibi. Bizim de yeni bir turizm anlayışına ihtiyacımız var. Bunu Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da söylüyor. Çünkü...
- Antalya’da MAS turizmi yapılıyor. Yani daha çok kitlesel turizm... Otellerimizin çoğu, her şey dahil sistemiyle çalışıyor. Şimdilik ses çıkaracak bir durumumuz yok. Çünkü Antalya’ya milyonlarca turist geliyor. Antalya ve çevresi turizmin başkenti gibi...
- İstanbul, kongre ve iş turizmiyle öne çıkıyor. İstanbul’un daha uzun yıllar bu konuda alternatifi yok.
- Ama daha büyük potansiyel İzmir’de, Ege’de bulunuyor.
- Özellikle Çeşme yeni planına bir kavuşsa...
- Belirlenen yeni merkezlerde, oteller yapılsa, yatak kapasitesi 50 bine çıkarılsa...
- Termal turizmini genişletebilecek merkezler kurulsa...
- Alaçatı, Çiftlikköy, Ildırı, Şifne gibi alternatif alanlarda butik oteller teşvik edilse...
- Bir yemek akademisi kurulsa...
Fena mı olur?
Hem tespit hem zeytin dalı hem de diyalog çağrısı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bir tespitte bulunuyor. Ve diyor ki...
“AKP doğru strateji uyguladı. Yerel seçimlerin konuşulmasının İzmir’e faydası vardır. Dünya kadar proje çıktı. Projeleri hep birlikte yapacağız. Hükümet veya yerel yönetim yaptı; şu parti bu parti yaptı ayrımı olmaz. Hep birlikte İzmirlinin yaşam standardını yükseltmek amacımız olmalı...”
Geçen gün Binali Yıldırım; bir zeytin dalı uzatmış.
Kocaoğlu da; zeytin dalına zeytin dalıyla cevap vermişti.
Demek ki, her iki kesim de samimi...
Bir sözü daha hatırlatmak isterim.
Binali Yıldırım; “Seçim sonrası İzmir Partisi gibi çalışalım” demişti.
Sorunların diyalog yöntemiyle aşılması ve kentin geleceğiyle ilgili siyaset dışı konuşmalar yapılması, politikanın meydanlar dışında gündemden çıkması aslında Türkiye’nin büyük özlemi...
İzmir bunu başarır ve örnek olursa...
Bu kentte inanın çok şey değişir.
Hürriyet'ten Deniz Sipahi'nin yazısı
SEÇİM sonuçları üzerine ağırlıklı olarak CHP’yi masaya yatırdık. Kabul edelim ki; yüzde 50’lik başarı AK Parti’deki bazı eksikliklerin konuşulmasını da erteledi, ya da ikinci plana attı.
Başbakan Erdoğan, İzmir sonuçlarına ayrı bir önem verdiğini miting günü de söyledi. Aslında CHP, İzmir’deki oyunu artırmış olmasına; hatta AK Parti’den daha fazla artırmış olmasına rağmen nedense kamuoyu tarafından “başarısız” olarak yorumlandı. Nedeni şu...
- AK Parti 11 ilçede birinci parti çıktı.
- Bornova’da fark oldukça azaldı.
- Karabağlar, Bayraklı gibi kent merkezindeki büyük ilçeleri yerel seçimde garanti gibi gören ama koltuğu CHP’ye kaptıran AK Parti bir sonraki belediye seçimleri için umutlanmış oldu.
- 2007 genel seçimlerindeki fark aynı, hatta CHP iki puan daha üzerine konmasına rağmen yerel seçimdeki hezimet tersine çevrilmiş oldu.
- Özetle psikolojik üstünlük AK Parti’ye geçmiş oldu.
Şöyle düşünüyorum
Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay; artık İzmir milletvekili... Yıldırım ve Günay’ın İzmirli olmasının AK Parti için de büyük faydası var. Neden mi?
- İzmir’de AK Parti’ye oy vermeyenler hep yaşam biçimiyle ilgili kaygılarını dile getirdi. Geçmiş dönem milletvekillerinin bu kaygıyı ve düşünceyi gerçek anlamda ve samimi olarak genel merkeze taşımadıklarını düşünüyorum.
- Kentin beklentilerinin ve isteklerinin de aynı şekilde doğru kanallarla dile getirilmediğine inanıyorum.
- İzmir’in verdiği vergiyle aldığı yatırım oranı arasında büyük tutarsızlık olduğu konusunda genel bir algı hakim; hükümet daha açıklanmadı ama, bu iki ismin bakan olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Yıldırım ve Günay’ın; bu algıyı yapacakları yeni yatırımlarla tersine çevirmeye çalışacaklarını düşünüyorum.
- Başbakanın yıllardır beraber çalıştığı ve bakanlar kurulunun en icracı bakanı olarak bilinen Binali Yıldırım’ın; kentteki fikir önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin görüşlerini ve isteklerini alıp; İzmir’le ilgili yeni bir strateji geliştireceğini düşünüyorum.
- AK Parti’nin bugüne kadar aldığı seçim sonuçlarından dolayı biraz da mesafeli duruşunu bu sefer değiştireceğini; bundan böyle sonuçlar ne olursa olsun İzmir’e yatırımın ve ilginin Türkiye’nin faydasına olacağına dair bir görüşün ağırlık kazandığını düşünüyorum.
Çeşme yeni planına bir kavuşsa
İtalya’nın, İspanya’nın, Fransa’nın yaptığı gibi. Bizim de yeni bir turizm anlayışına ihtiyacımız var. Bunu Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da söylüyor. Çünkü...
- Antalya’da MAS turizmi yapılıyor. Yani daha çok kitlesel turizm... Otellerimizin çoğu, her şey dahil sistemiyle çalışıyor. Şimdilik ses çıkaracak bir durumumuz yok. Çünkü Antalya’ya milyonlarca turist geliyor. Antalya ve çevresi turizmin başkenti gibi...
- İstanbul, kongre ve iş turizmiyle öne çıkıyor. İstanbul’un daha uzun yıllar bu konuda alternatifi yok.
- Ama daha büyük potansiyel İzmir’de, Ege’de bulunuyor.
- Özellikle Çeşme yeni planına bir kavuşsa...
- Belirlenen yeni merkezlerde, oteller yapılsa, yatak kapasitesi 50 bine çıkarılsa...
- Termal turizmini genişletebilecek merkezler kurulsa...
- Alaçatı, Çiftlikköy, Ildırı, Şifne gibi alternatif alanlarda butik oteller teşvik edilse...
- Bir yemek akademisi kurulsa...
Fena mı olur?
Hem tespit hem zeytin dalı hem de diyalog çağrısı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bir tespitte bulunuyor. Ve diyor ki...
“AKP doğru strateji uyguladı. Yerel seçimlerin konuşulmasının İzmir’e faydası vardır. Dünya kadar proje çıktı. Projeleri hep birlikte yapacağız. Hükümet veya yerel yönetim yaptı; şu parti bu parti yaptı ayrımı olmaz. Hep birlikte İzmirlinin yaşam standardını yükseltmek amacımız olmalı...”
Geçen gün Binali Yıldırım; bir zeytin dalı uzatmış.
Kocaoğlu da; zeytin dalına zeytin dalıyla cevap vermişti.
Demek ki, her iki kesim de samimi...
Bir sözü daha hatırlatmak isterim.
Binali Yıldırım; “Seçim sonrası İzmir Partisi gibi çalışalım” demişti.
Sorunların diyalog yöntemiyle aşılması ve kentin geleceğiyle ilgili siyaset dışı konuşmalar yapılması, politikanın meydanlar dışında gündemden çıkması aslında Türkiye’nin büyük özlemi...
İzmir bunu başarır ve örnek olursa...
Bu kentte inanın çok şey değişir.
