Anasayfa
Hepimiz az çok kendi kendine açılıp kapanan kapılar, ışıklar, kitaplar, havada uçuşan eşyalar, fişi takılı değilken bile çalışan elektrikli eşyalar hakkında birşeyler duymuşuzdur. Bütün bunlara ne/neler sebep olabilir?
Hepimizin bildiği gibi, korkunun en büyük kaynağı bilinmezliktir. Bilinmezliği sağlayan en önemli ve büyük temalardan biri ise; az-çok mistizme dayalı olan, bir türlü açıklanamayan olaylardır. Hayat bu tür açıklanamayan olaylarla doludur. Şimdi gelin hep birlikte bu olayları, incelendiği bilim dallarını, parapsikoloji ve paranormal olayların, insanların iletişim araçları ve ürünlerine nasıl yansıdığını, kısacası hayatımızı nasıl etkilediğini inceleyelim...
Parapsikoloji; paranormal(normal olmayan) olayları, insanların dayalı olarak, zihinsel kavramlarla ve süreçlerle açıklamaya çalışan bilim dalıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
Parapsikoloji; paranormal(normal olmayan) olayları, insanların dayalı olarak, zihinsel kavramlarla ve süreçlerle açıklamaya çalışan bilim dalıdır.
Aslında her ne kadar bilim dalıdır desek ve mistizmi küçümsemeyen psikologlarca bilim sayılmasına karşın, parapsikolojinin bilim olup olmadığı tartışılmaktadır. Çünkü hepimizin bildiği üzere, bilim somut ve mantık çerçevesinde neredeyse kesin olan kanıtları ve olayları inceler, onlara dayanır. Kısacası bilim kesinliktir. Ama parapsikolojide gerçekliği kesin olarak ispatlanamayan fenomenler mevzubahis olduğundan dolayı, günümüzde bilim-bilim değil tartışmaları sürmektedir.
Parapsikoloji terimi, eski Yunanca’da “ötesinde” anlamına gelen “para” ile “ruhbilim” anlamına gelen “psikoloji” nin birleşmesinden oluşmuştur.
Parapsikolojinin konuları şunlardır: telekinezi(düşünce gücüyle etki yapma), telepati(düşünceler ile bağlantı kurma) ve medyumluk. Bu üç öğenin konuları parapsikolojinin temellerini oluşturur.
Parapsikolojinin öncüsü A.B.D.’li biyoloji doktoru ve bitkibilimci olan Prof. J. B. Rhine’dır.
Rhine, çalışmaları sonucunda bazı kişilerin bedensel duyuları kullanmadan dış dünyadan ya da diğer insanların zihinlerinden bilgi edinebileceklerini gözlemlemişti. Bunu duyu-dışı algılama ya da duyu-dışı idrak diye isimlendirdi. Daha sonraki çalışmalarla bazı terimsel değişiklikler oldu ve bugünkü adını aldı.
Bütün bu akademik terimler ve açıklamaların ardından, gündelik hayatta bizi ilgilendiren kısma girelim: Paranormal olaylar…
Daha önce de belirttiğimiz gibi paranormal olaylar; açıklanamayan garip olaylardır. Genellikle insan beyninin farkedilmeyen gücü yüzünden birçok insan, kendi “beyninin gücü” yüzünden aklını kaçırmakta, ruh sağlığını kaybetmekte ve çeşitli sorunlar yaşamaktadır. Örnek vermek gerekirse; hayaletlerden korkan bir kadının, gece evde tek başınayken duyduğu korku yüzünden, beyninin “farkedemediği güçlü kısmı” harekete geçerek gece lambasının devrilmesini, kitap sayfalarının açılmasını bazı cisimlerin havalnmasını sağlamaktadır. Gücünün farkında olmayan kadın ise bunu hayalet olarak değerlendirmekte ve haliyle korkmaktadır. Tabii bu oldukça uç bir örnek... Günümüzde yetenekli insanların fazlalığı bilinmektedir ama çoğu az seviyede güce sahiptir. Dolayısıyla gücünün bu kadar ürkütücü sonuçları olmamaktadır.
Özellikle bu yüzyılın ortalarında, dönemin en büyük iki devleti sayılan Amerika ve Rusya’da parapsikoloji ve telekinezi ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Hatta C.I.A’in çalışmalarının hala sürdüğü söylenmektedir.
Paranormal çalışmalar, yeteneği olduğu tespit edilen insanlarla çeşitli deneyler vasıtasıyla yapılmıştır.
Çeşitli kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere göre Rusya’daki çalışmalara örnek olarak şunu gösterebiliriz: Gözleri bağlı olan bir kadından, önüne koydukları su dolu akvaryuma bir adet yumurta kırarak, yumurtanın sarısını beyazından ayırması ve tekrar birleştirmesi istenmiştir. Kadın da istenileni yapmıştır. Ve kafasının çeşitli yerlerine yapıştırdıkları ölçüm cihazlarıyla, kadının gücü, hangi işlem sırasında beyninin hangi kısımlarını kullandığı tespit edilmiştir.
Özellikle o dönemlerde silahüstü güçler yardımıyla savaşı kazanma fikri, yapılan bu çalışmalarla açıkça beyan edilmişti. Hatta buna örnek olarak, Red Alert adlı Amerika-Rusya savaşını konu alan ve modern zamanı anlatan bilgisayar oyununu gösterebiliriz. Oyunda Ruslar adına çalışan Yuri adlı karakter, beyin dalgalarını kullanarak, düşman askerlerini birbirine düşürmektedir.
